Erasmus Forum

Tam Görünüm: İlk gün sefaleti
Şu Anda Hafifleştirilmiş Görüntüleme Modundasınız. Tam Görünüm Modu için, Buraya Tıklayın
Sayfalar: 1 2
Herkese merhaba,
Şu an erasmusun 5.günündeyim. Seyehatim çok kötü geçti. Biletimi Yunanistan aktarmalı Lyon'a almıştım. Gideceğim şehir Besançon'da havaalanı olmadığı için Lyon'a aldım. Yunanistan'ın Girit adasına bir saatte indik. Aegean airlines gerçekten iyi bir frima, zaten bir star allience üyesi. Nikos Kazancakis havaalanı bizim aştinin yarısı kadar. Havaalanından dışarı çıkınca da berbat bir koku var ve tahmin edebileceğiniz gibi çok nemli. Uçaktan indikten sonra pasaport kontrolü yapıldı ve pasaportuma damga burada vuruldu. Daha sonra Fransa'da herhangi bir kontrol yapılmadı. Havaalanında geçirdiğim saçma sapan bir kaç saat sonra Lyon uçağına binmek için x-ray'den geçtim. Polis sırt çantamda laptop veya tablet olup olmadığını varsa çıkarmamı söyledi. Laptopu çıkardım x-raydan sorunsuzca geçtim. Ama çantam çok dolu olduğu için laptomu çantama koyarken biraz zorlandım ve bu zorlanma arkamda insanların beni beklediğini görmemle birlikte paniğe dönüştü. Bu panikte diğer bir polisin 'şüpheli' hareketlerim nedeniyle yanıma gelip çantamı iyice aramasına neden oldu. Neyse ki çok kibar birisiydi ve kontrollerin ardından laptopu çantama beraber koyduk ve beni gönderdi. Uçağa bindim ve 3 saat sonra Lyon Saint-Exupery havaalanındaydım. Lyon gerçekten inanılmaz bir şehir. Ama benim yolculuğum burada bitmemişti ve trene binip Besançon'a gitmek için trene binmeliydim. Daha önce de dediğim gibi herhangi bir kontrol olmadı, valizimi aldım ve daha önce Gare de Lyon Part Dieu'ya Rhone express adı verilen tramwaya binerek gitmem gerektiğini internetten öğrendiğim için Rhone-Express tabelalarını takip ederek tramwaya doğru gittim. Kenarda bilet almak için kırmızı kiosklar vardı. Biletimi almak için makinaya gittim genç bilet 13€'du. Genç bileti seçip 20€ verdim. Karşılığında bana biri bilet fişi diğeri ne olduğunu hala bilmediğim üzerinde 7€ yazan iki fiş verdi. İlerde 3 tane polis gördüm. Yanlarına gidip durumu ingilizce anlatmaya çalıştım paramın üstünü alamadım dedim. Fakat havaalanı polisi olsalar da Fransız halkının çoğunluğu gibi İngilizce bilmiyorlardı. Neyse dedim yoluma devam ettim. Tramwayda biletçi varmış bilet ondan alınabiliyormuş. O'na da gösterdim ne olduğunu hala bilmediğim fişi ama O da anlamadı aldı fişi cebine koydu sonra gitti. Sonunda tren garına ulaştım ve biletini daha önce internetten aldığım Besançon'da duran Strousbourg trenine bindim. Besançon'a geldiğimizi de tahmini varış saatinde durunca anlarım diye düşündüm. Öyle de oldu. Tam zamanında Besançon'daydım. Trenden indim ve beni karşılamaya geleceğini söyleyen ESN ekibinden kimse yoktu. Bi şekilde içgüdülerimle falan kalacağım yurda ulaştım. İngilizce bilmeyen yurt görevlisiyle bir şekilde anlaştık bir kaç fransızca kağıt verdi imzaladım. Anahtarımı verdi gittim. Yurtta internetin olmayışı çok kötü oldu. Yani wi-fi yok. Kablolu var aylık 11€ karşılığında. Neyse ki bunu da daha önce okuduğum için yanımda kablo getirmiştim.
Burada kimse ingilizce bilmiyor. Ben de hiç Fransızca bilmiyorum. Geldiğimin ertesi günü dönmeyi düşünüyordum. Ailemi aradım gelme dediler. Valizimi daha dün boşaltıp dolaplara yerleştirdim. Düne kadar nasıl dönerimin hesabını yapıyordum çünkü dil bilmeyince gerçekten her şey çok zor oluyor. Kimse ingilizce bilmiyor bilenleri de Fransız aksanıyla konuştuklarından pek anlamıyorum. 4 gündür ölü gibiyim toplam 7 kelimeyle falan ingilizce konuşuyorum i am foreign, i don't know any French, i dont understand you falan. 5.günüm ve hala ne telefon hattı aldım ne okula gidip ben geldim dedim hiçbirşey yapmadım. Her gün çıkıp 10-15km falan yürüyüp yurda dönüyorum. Haritaları telefona önceden indirmiş olmam gerçekten hayat kurtarıyor. Yani demem o ki şu an saçma sapan bir hayatım var ama ilk güne göre gayet iyiyim. Hatta birazdan okula gidip ben geldim demeyi düşünüyorum. Umarım her şey daha iyi olur.
Dostum gerçekten kötü olmuş ama Fransa malesef milliyetçi yaklaşımından dolayı ingilizce bilselerde pek konuşmamaya özen gösteriyorlar. Umarım herşeyi yoluna koyarsın ve erasmustan gereken zevki alabilirsin !
Geçmiş olsun. İngilizce konuşulmaması dışında çok sorunun yok gibi. Senin gibi erasmus için gelen öğrencileri bulup onlarla takılırsan o sorunu da aşarsın umarım
Fransızların ingilizce konusmamasını milliyetci bir acıdan bakarak sonuna kadar destekliyorum fakat yasadıkların gercekten kötü olmuş. Telefon hattı alırsan beni bilgilendirir misin, aynı zamanda eger banka hesabı acarsan Smile
İşte ben senin gibileri tercih döneminden beri anlayamıyorum, yahu okulların arasında yaptıkları anlaşmalarda okulun dilinin ne olduğu, hangi dilde ne seviyede eğitim verdiğine kadar gösteren belgeler var. İtalya,ispanya,portekiz,fransa,almanya okullarının %90 ı kendi dillerinde eğitim verirler(en azından benim üniversitemin anlaşmalı olduklarında böyle) tercih ederken düşünmüyor musunuz ben İngilizce ile nasıl kiminle muhattap olacağım ne yapacağım diye ? Tercih dönemi kızın biri İtalya kalmış(evet kalmış çünkü kime tercih etmemişti) diye havalara uçuyordu taki ben uyarıp dilleri italyanca nasıl yapacaksın vs gibi şeyler söyleyene kadar. Hayır bana soruyorlar niye Çek Cumhuriyeti aman başka ülke mi yoktu, ben bilmezmiydim barselonaya,amsterdam'a,lyon'a,münih'e gitmeyi hepsiyle de anlaşması vardı okulun, fakat önceden planlayıp iyi gözlem yapmak gerekir erasmus bahsedildiği gibi sadece gezmek tozmakla olacak iş değil.
Sayfalar: 1 2
Referans Adresler